21 Kasım 2024 Perşembe 06:56:21

Fenomenweb.com

Uyanma Zamanı Mavi Işın Projesi

Uyanma Zamanı Mavi Işın Projesi

UYANMA ZAMANI ! ( Blue beam – Mavi ışın projesi )

Kabenin üzerine inen Melek figürü oldukça tartışılmıştı. İşte bunun da Blue
Beam Teknolojisiyle yapılmış olması ihtimali oldukça yüksek Videosu ;




Gelelim \" project bluebeam \" teknolojisine ayrıntılı bilgi aşağıda vardır
bununla ilgili video ;



Selamun aleyküm mümin kardeşlerim

bu bilgiyi okumadan önce sunu anlamanizi istiyorum, dünya üzerinde iki tür

insan vardir! acik ve kapali görüslü olan. görüs acisi parasüt gibidir, ne kadar

genis olursa o kadar yumusak inersiniz. bu bilgi %100 gercek ve suan

carklarida zaten dönmekte. bu yaziyi \"sonuna\" kadar okuduktan sonra hayata

olan bakis aciniz 360° degisebilir. yazi \"gercek\" olan hayati ele almaktadir ve

rüyalar aleminde kredi kartlari ile bogusan, alem yapan ve umrumdami dünya

diyen kesmi ilgilendirmemektedir. sadece 1000de 1lik bir kesim bu yaziyi

anlayacaktir. eger anlamadim diyorsaniz demekki sizde rüyalar aleminde

yasayan 1000de 999dan birisiniz. yinede arastirmak ve anlamak icin cok gec

degil! yazi 1994 te ortaya cikmis olan bir raporun ingilizceden

tercümesidir.tekrar ediyorum, bu yazida yazilanlarin hepsi gercek!

nasa nin gizli mavi isin projesi \"project bluebeam\"

bu proje, yeni cag inancini oturtabilmek icin dört farkli basmaklardan

olusmaktadir.unutmamaliyizki yeni cag inanci kurulmak istenen \"yeni dünya

hükümeti\"nin temelini olusturmakta ve bu inanc haricinde \"yeni dünya

düzeni\"nin kurulmasina izin vermemektedir!sunu tekrar edeyim: yeni cag

dini/inanci olmadan \"yeni dünya düzeni\"ni kurmak imkansizdir.bu nedenle

\"blue beam project\" bu projenin en önemli temel taslarindan biridir ve bu

nedenle simdiye gizli kalmistir. bilginin disari sizmasini 1994 te serge monast

isimli zick zack fransa uyesi gazeteci kardesimiz saglamistir.

planli depremler ve hileli \"buluslar\":
bu projenin ilk ayaginda bircok arkeolojik bilginin cökertilmesi ile ilgilidir. olay

dünyanin belirli yerlerinde yapay olarak olusturulan depremler ve akabinde

ortaya cikacak olan arkeolojik yeni buluslar sayesinde guya bugüne kadar

ögrenilmis veya ögretilmis dinsel/ilahi bilgilerin hatalarini ve yanlis anlasilmis

olduklarini gözler önüne serecek. bulunan tüm bilgiler ülkelerin dinlerini

yüzyillardir yanlis anlasildigini ortaya koyacak!
psikolojik hazirliklar coktan filmler sayesinde baslatildi. bunun ilk örnegi

\"2001: a space odyssey\", akabinde \"star trek\" serisi ve \"kurtulus günü\" filmi.

tüm bu filmler uzaydan gelen bir et saldirisini ve tüm dünya halklarinin ve

ordularinin birlestigi bir ani betimlemektedirler. en son film serisi \"jurrasic

park\" evrim teorisini tekrar mikroskop altina almakta ve tanrinin sözlerini

yalanlamaktadir.


hileli buluslar:ilk basmakta anlanmasi gereken en önemli husulardan biriside,

olusacak planli depremlerin bilim adamlari ve arkeologlar tarafindan gömülü

oldugu iddia edilen gizliliklerin oldugu bölgelerde gerceklesecek olmasi, yani

kalintilarin orada oldugu zaten tahmin ediliyordu ve deprem sayesinde

hepsinin yeniden gün isigina cikmasi saglanacak. bulunan yeni antik bilgiler

özellikle hristiyanlik ve müslümanlik inancinin temellerini cökertecek nitelikte

ipuclari sunacak. bunu yapabilmek icin antik doneme ait bazi hatali kanitlar

yenileri ile karsilastirilarak uluslara dinlerini yanlis anladiklari gösterilecek.

gökteki devasa \"uzay show\"u: projenin ikinci ayagi devasa bir üc boyutlu

göksel showdan ibaret. show optik holgramlar, lazer görüntüler ve sonik

seslendirmeler (dogrudan kafanizin icine konusulabilme teknolojisi) iceriyor.

lazer gösterimli ve degisimli hologramlar dünyanin her bölgesinde ülkeye ve

onlarin inanclarina bagli olarak farkli sekilde hareket edecekler. yeni tanri´nin

sesi her dilde ve lehcede dogrudan kisilerin kafasinin icine (telepati gibi)

gelecek. bunu anlayabilmek icin cesitli gizli örgütlerin yaklasik 30 senedir

yaptiklari arastirmalari incelemeliyiz. sovyetler ileri teknoloji bir islemciyi

mükemmellestirdiler ve hatta ihrac ettiler. islemcinin haznesine simdiye kadar

insan beyni ve vücudu üzerine yaptiklari anatomik, elektromekanik

kompozisyon, kimyasal ve biyolojik yapilanma bilgilerini parcalar halinde

yüklediler. bu islemciler serisi tüm insan dilleri, kültürleri ve bunlara bagli

anlamlarla yüklendirildiler. sovyetler ilk olarak islemcilerini primitif

programlarla yüklemeye basladilar, en baslarda yeni mesih programi ile.
görünüse göre sovyetler yani yeni dünya düzeni zion hedefinin sosyal

emperyalist kanadi, kullandiklara metodlara ayni zamanda insanlarin ve

topluluklarin beyin dalgalarini hedefleyerek ister tek kisi ister bir ulus,

istenilen yeni sisteme veya diktatörlüge uymak istemeyen kisilerin beyinlerine

\"intihar\" tesvikli farkli beyin dalgalari yollayarak tehdit unsur eden kisileri

ortadan kaldirmayi planlamaktadirlar.

ikinci ayagin iki farkli bakis acisi vardir.ilk öncelikle \"uzay show\"u. bu show

neyden dolayi kaynaklanacak? dinlerin cökmesine az kala, verilmis olan

kehanetlere bagli olarak es zamanli yapilacak. gösteri uydulardan, sodyum

bazli bir ekran üzerinde yerden yaklasik 90km yukarida gerceklesecek.

günümüzde halen arada bir testlerini görüyor fakat bunlari ufo gözlemlemesi

olarak kayitlara geciyoruz!
cok profesyonelce hazirlanmis bu show sonucunda yeni mesih tanitilacak ve

yeni dünya inancina adapte edilecek. gereginden cok gercekler ortaya

atilacagi icin kimsenin karsi cikma firsati olamayacak. \"hatta en bilgeler dahi

kandirilacak\".
projenin en can alici araclarindan biri ise \"tractor beams\" (emici isinlar). bu

sayede belirli insan gruplari göge cekilerek sanki tanrinin evine gidiyorlarmis

gibi bir görüntü yaratilacak. bu teknolojinin testleri kücük gri uzaylilar

tarafindan yapildigi savunulan kacirilma olaylarinda sikca yapilmakta idi.

(kücük griler 24.yuzyildan bu zaman duzlemine gonderilmis

domuz-insan-kurbaga ve maymun organizmasi ayrica bioelektronik cihazlarla

butunlestirilmis sibernetik robotlardir). hesaplanmis olan, yeni inanca ve

mesihe karsi olacak ayaklanmalar ve akabinde gerceklesecek kutsal savaslar

cok büyük, dünya üzerinde görülmemis bir insan kaybina neden olacak.mavi

isin projesi 2000 yillik kadim kehanetleri evrensel bir tamamlanis olarak

ortaya koyacak. prensip olarak gökyüzü bir film ekrani olarak kullanilacak ve

jeostasyoner uydular sayesinde dünyanin dört kösesine es zamanli, her dilde

ve lehcede yayin yapilacak.
bilgisayarlar tüm showu uydulardaki yüklü programlar sayesinde koordine

edecek. holografik görüntüler neredeyse ayni elf, vlf ve lf beyin sinyallerine

bagli olarak görsel ve isitsel olacak, ayni zamandada sanki bir optik

fenomenmis hissi uyandiracak. özellikle, her ülkeye kendi kültürüne ve

inancina bagli olan görüntüler ve akustik sinyaller verilecek. dünyanin hicbir

kösesi es gecilmeyecek! sanki uzayin derinliklerinden geliyormuscasina verilen

görüntü ve sesler, bircok mesih bekleyen din gruplarini ve tarikatlari cok

etkileyecek ve sanki bekledikleri mesih en sonunda gelmiscesine bir düsünce

uyandiracak.
ardindan isa, muhammed, buda, krishna v.b. görüntüleri aciklanmis olan ilahi

ve mistik gerceklerden sonra ic ice kayarak bir bütünü olusturacak. ancak bu

yeni gelmis olan tanri esasinda \"antichrist\" denen yalanci peygamber olacak

ve kadim anlatimlarin yanlis anlasildigini bu nedenle kardesin kardesi

vurdugunu, uluslarin uluslara savas actigini belirtip artik eski dinlerin yok

edilmesi gerektigini ve yeni bir inanisa gecilmesinin vakti geldigini söyleyecek.

bu yeni inanis tabiki yeni dünya düzenin inanci olacak!

tabiki bu mükemmel hazirlanmis plan dünya üzerinde devasa bir düzensizlik

yaratacak, ülkeler bribirlerine düsecek, herkes birbirini ögretileri icin

suclayacak, din ugruna akmis olan milyonlarca dolarin hesabi yapilacak.

ayrica, tüm bunlarin gerceklestigi sirada tüm dünyada politik anarsi ve dogal

afetlerden olusan zararlarin gerceklestigi bir an olacak.
hatta birlesmis milletler yeni dünya dininin tanitimi icin bethooven´in

9.senfonin neseye sarki isimli müzigini kullanmayi planliyorlardi.(avrupa birligi

marsi )egerki bu uzay showunu yildiz savaslari programi ile bir araya

getirirsek karsimiza su sonuc cikiyor: uzun süredir ürelerinde calisilmis olan

elektromanyetik radyasyon ve hipnotizma!
1974´te arastirmaci g.f. shapits yaptigi arastirmalrin birini anlatirken;

\"arastirmalara göre hipnotizörün kullandigi kelimeler elektromanyetik enerjiye

cevrilebilir ve bu enerji dogrudan insan beyninin bilinc altina, sahsin bilgisi

veya herhangi bir araca bagli olmadan yerlestirilebilir ve sahsin bu iletiyi

bilincli bir sekilde kontrol veya bloke etme imkani yoktur! bu sayede sahsin

kisisel kontrolü elinden alinabilir ve özgür iradesi bastirilabilir. (gercek

zombiler!)

medyomluk fenomeni ile ugrasanlarin bu bilgileri daha iyi incelemeleri tavsiye

olunur! bircok, kendini \"channeler\" olarak tanitan kisiler bu aciklamalardan

sonra bir daha yayin yapmamislardi. cünkü bircogunun mesajlarinin birbirine

cok benzedigi ortaya cikti. channeling olarak gelen mesajlarin icerigi ve

kaynagi gercekten cok ciddi bir sekilde incelenmeli ve ayrica mesajlarin yeni

dünya düzenine faydali olup olmadigi göz önünde bulundurulmalidir.

the sydney morning gazetesinin 21.mart.1983 yayinladigi haberde, sovyetlerin

insan aklini ele gecirmeye calistiklarina dair yayinladigi haber etrafa korku

salmisti. yazilan haber eski olmasina ragmen sovyetlerin bu teknolojiyi ne

kadar zamandir gelistirdigine dair önemli bir isik tutyor. sovyetlerin kullandigi

islemciler daha önce belirttigimiz gibi dünya dilleri, lehceleri ve anlamlari ile

yükleniyor ve objektif programlarla birbirlerine baglaniyordu. ancak biz artik

sovyetlerden bahsetmiyoruz! bahsettigimiz sey \"birlesmis milletler\", yeni

dünya düzeninin organik islemcilerini halen gerekli bilgilerle yüklüyorlar.

köse yazisini yazan editör, haberin es gecilmeyecek kadar önemli oldugunu

belirtiyordu. sanirim bu mega-akil-kontrol-programini yapanlar bu programi

farkinda olmadan bir organizasyona satip tüm insaligin kölelesmesini

saglayabilecek bir temel yarattiklarini göremiyorlardi. sadece 1983 ten

günümüze bu programin ne kadar gelistirilmis olabilecegini bir hayal edin!
yapay düsünce ve iletisimasiri ilerlemis olan teknikler bizleri mavi isin

projesinin ücüncü basamagina dogru götürüyor.
proje telepatik ve elektronik olarak güclendirilmis cift-yönlü iletisim metodu ile

elf, vlf ve lf dalgalari her kisiye ulasacak ve akillarinda sanki tanrilari onlara

dogrudan ruhlarinin derinliginden konusuyormuscasina ikna edici bir his

yaratacak. bu dalgalar uydulardaki islemciler tarafindan su ana kadar

dünyadaki her insani, onun dini, dili ve kültürü hakkinda topladigi bilgilerle

etkileyecek. dalgalar dogal düsüncelere yatay olarak isleyip \"yaniltici yapay

düsünceler\" dedigimiz olayi yaratacak.

bu tip teknoloji 1970, 1980 ve 1990 larda insan beyni üzerine yapilan

arastirmalarda beynin tipki bir bilgisayar gibi calistirilabilecegine ve nasil

manipule edilebilecegini göstermektedir. bilgi yüklenir, isleme konulur, integre

edilir ve verilen karsiliga görede sistem programlanir. akil kontrolörleri

bilgileri tipki ayni yolla ellerindeki islemciler sayesinde gramer degisikligi yolu

ile manipule etmektedirler. ocak 1991 de, arizona üniversitesinde sunulan

\"the nato advanced research workshop on current and emergent phenomena

and biomolecular systems\" konferansi ne icindi? sunun icin: bilim adamlari,

bilinmeyen kaynaklar tarfindan finanse edilen arastirmalarinin yanlis ellerde

potansiyel birer silah olarak kullanilabilecegi hususunda uyarilmak istenmisti.
buluslari sayesinde abd coktan körlerin tekrar görmesini, sagirlarin tekrar

duymasini ve felclilerin tekrar yürümelerini saglayan iletisim aygitlari

üretmisti. aygitlar kurtulusu olmadigi belirtilen hastalari agrisiz ve nestersiz

sekilde iyilestirebilme özelligine sahip. bu yazdiklarim bilim-kurgu degil

\"gercek\"! bu yeni iletisim aygitlari insan beynine ve nörolojik sistemlerine ulf

frekanstaki radyasyon dalgalari ile yeni bir bakis acisi ile bakmamizi sagliyor.

bu aygitlarin bazilari cia ve fbi tarafindan suan kullanimda. ancak bu aygitlar

asla hastalari iyilestirmek icin kullanilmayacak cünkü bu seytan cagi düzeni

icin uygulanan ajandaya ve onun kuklalari olan abd hükümetine aykiri.yurt

icinde, bu yeni aygitlar, yeni dünya düzenine karsi grup veya kisiler üzerinde

kullanilarak iskence ve suikast ile ortadan kaldirilmalari saglaniyor.
sistem \"manchurian adaylari\" yaratiyor. halk kimin terörist veya iyi oldugu

konusunda manipule ediliyor. bu sistem sayesinde yeni bir \"köle\" halk tipi

yaratiliyor. uluslararasi denemler ele gecirilmis ve beyni yikanmis kisiler

tarafindan abd, kanada, ingiltere, avustruralya, almanya, finlandiya ve

fransada yürütülüyor. ayrica, ingiliz bilisimci bilimadamlarinin akil almaz

intihar serileri ve ölenlerin american ordusuna olan baglantilari cok ilgi

cekicidir.

simdi karsimiza cikan soru su: herhangi bir hükümet, kurum ve sirket bu tip

korkunc teknolojileri insanliga karsi gercekten ve bilerek kullanabilirlermi?

cevap, tabiki evet!

hükümet ajanlari ve bunlara bagli olan sirketler yeni dünya düzenini kurmak

ve halki tamamiyle kontrol edebilmek icin gereken her türlü yola

basvurmaktan kacinmamaktadirlar. neden sorusuna gelince: sadece bir sey

icin, egerki halk korkunc eylemlerle korkutulur ve güvenliklerinin tehlikede

oldugu hissi verilirse, halk sizi yeni koyacaginiz \"fasist kanunlara\" karsi

desteklemekten baska bir sey yapamaz. bu yolla halk silahsizlandirilir, tüm

kisisel bilgileri ele gecirilir ve halka tüm bunlarin sadece güvenlikleri icin

oldugu söylenerek kandirilirlar. ikinci olarak, onlarca yillik politikanin ve sosyal

yasamin bugünkü hali ile yeni sisteme adapte olamayacagindan dolayi yeni ve

alternatif ideolojiler ile degistirilmesi önerilir. tabiki alternatif sistem coktan

planlamistir! bu yeni alternatif sistemin adi yeni dünya düzenidir (\"new world

order\") ve halkin güvenligi ile gönülden hicbir iliskisi yoktur.

george bush bir röportajinda \"dudaklarimi okuyun: korku herzaman güclü

elitler tarafindan halki kontrol altinda tutmak ve yönetmekicin kullanilmistir\"

demisti.

seytan in yandaslarina ogrettigi \"böl ve yönet\" sistemi küresel bir sekilde

uygulanmakta ve her kisiyi güvenliginin risk altinda olduguna ve etrafindaki

herkesi potansiyel bir suclu olabilecegine dair inandirmaktadir. tabiki bu

tamamiyle \"akil kontrölüdür\"!
mavi isin projesinin derinlerine inebilmek icin psikolog james v. mcconnel in

1970te yayinladigi aciklamaya bir göz atmaliyiz. demistiki: \"kisiler algi

yeteneklerinin uyusturucu hipnotizma ve cevresel manipulasyon sayesinde bir

\"ödül veya ceza\" sistemi altinda neredeyse tamamiyle kontrol altina alinabilir.

bu sayede halk pozitif bir beyin yikama yöntemi ile dramatik ve cok hizli bir

kisisel ve karakteristik evrime ugratilabilir.

baska bir psikolog, bir aciklamasinda: \"bizler dogumumuzdan itibaren toplum

ne istiyorsa yapmak icin egitilmekteyiz! aslinda kendimizin ne yapmak

istediginin bir anlami veya önemi yoktur. bunun sebebi elitlerin ellerinde bu

teknolojiyi barindiriyor olmalaridir. kimseye kendi öz kisiliklerini gelistirme

hakki taninamaz!\" bu aciklama ve fikirler cok önemli bir temel teskil

etmektedir, cünkü bu temeller bugün birlesmis milletler tarafindan

kullanilmaktadir ve kimsenin kendi öz kisiligini kesfetmesine izin vermez.

aslinda kimsenin kisiliginin sirf toplum kendisini anti-sosyal görüyor diye

degistirmesine dair bir düsünceye kapilmasina gerek yoktur. her birey yeni bir

kisilige bürünme veya bürünmeme haklari olduguna dair bir dilemmadadir.

haklar hayal ürünü kavramlardir! böyle bir hakkin varligi üzerine tartisilamaz

bile.
bu aciklamalardaki önemli husus, yenin dünya düzeninin suanki sosyal sistem

üzerine oturtulacagidir. yani eski inanislar artik \"eski ve yanlis\" olarak

nitelendirilecek ve insanlar yeni inanisa davet edilecek. halen eski inanisa

bagli olan kisiler ise yeni inanisa gecmis olan toplum tarafindan dislanmaya

baslanacaklari icin yavas yavas degisime ayak uydurmaya baslayacaklar. yeni

inanisa gecmis olanlar ise aslinda sadece yeni dünya düzenine gercekleri

bilmeden destek olmus olacaklar.

bu simdiye kadar tasarlanmis en büyük \"akil kontrölü\" projesi olabilirmi?nasa

nin mavi isin projesi, yeni dünya düzeni´nin en öncelikli görevidir. sizlere bu

bilgileri es gecip kenara itmeden evvel dikkatlice okumanizi ve arastirmanizi

tavsiye ediyorum.

gösterilen raporlari dahada incelersek, akil kontrölü operasyonlari icin

kullanilan ve pasenda/kaliforniyada yerlestirilmis olan insan sinir sistemi ile

ayni frekansta yayin yapan bir sinyal sisteminin loral electro-optical isimli

firma tarafindan dikilmis oldugunu buluyoruz. loral firmasi abd ordusunun

savunma sistemleri icin anlastigi en önemli firmalarindan biridir. abd hava

komutanligindan general leonard perez, loral firmasina düsman askerlirinin

akillarina mesajlar yerlestirip kendi \"super askerlerini\" düsman hattina

rahatca sokabilmek icin gelistirilmesini istedigi bir teknolojiyi arastirmalari icin

bir siparis vermisti. gelistirilen cihaz elektromanyetik radyasyon yaratarak

gigahertz frekansinda elf (extreme low frequency) modulasyonu

olusturuyordu. cihaz uzak mesafeden insanlara psikolojik ve fiziksel iskence

yapma amaci ile yapilmisti.

bu tarz silahlarin 1970lerde greenham common hava üssünden bir ingiliz

bayana karsi uygulandigina dair dava acilmisti. silahin gönderdigi isinyaller

dogrudan isitme sinirlerini etkiliyor ve kisinin kendi düsüncelerini dahi duyma

yetisini yok ediyordu.


bu tip elf teknolojileri bircok amerikan savunma bölümü tarafindan kamuya

sunulmustu. en önemlilerinden birkaci \"the electromagnetic spectrum and low

intensity conflict\" yüzbasi paul e. tyler tarafindan yazilmis; albay david g.

dean tarafindan yazilan \"low intensity conflict and modern technology edict\"

koleksiyonuna eklenmisti. makaleler 1984te iletilmis ve 1986 dada alabama

hava üniversitesi tarafindan yayimlanmisti. baska bir microdalga cihazi ile ise

sesli sinyaller dogrudan belirli kisileri hedefliyebiliryordu ve etraftaki diger

insanlari etkilemiyordu. teknoloji oldukca basit ve hatta trafik polislerinin

radar aletlerinin modifikasyonu ile yapilabilmesi mümkün. cihazin ürettigi

microdalga ses sinyalleri dogrudan beyine ulasiyor. iste böylelikle mavi isin

projesine geri dönüyoruz. bilinc altini etkileyen cift yönlü, sesli ve görüntülü

uzay showunda kullanilacak olan teknolojide iste bu tarz bir teknoloji.

nobel ödüllü dr. robert o. becker \"the body electric\" isimli kitabinda 1960 larin

baslarinda allen frie ve 1973 te walter reed ordu arastirma enstitüsünde dr.

joseph c. sharp tarafindan yapilan bir dizi testler gerceklestirmislerdi. testler

sirasinda kapali bir odada bulunan kisinin beynine kelimeler titresimlere

dönüstürülüp microdalga sinyallerle isinlaniyordu ve alinan sonuclarda sesler

cok net anlasilabiliyordu. dr. becker sonuc olarak böyle bir cihazin, teshis

edilemeden gizli operasyonlari yönetme, hedef kisileri sadece kendisinin

duyabildigi sesler yüzünden cilgina cevirme ve suikastcilari dogrudan

programlamak gibi görevlerde kullanilabilecegini aciklamsiti.

simdi bir düsününkü bir anda herkes mesihinin sesini uzaydan konusurken

icinde duyuyor ve dinci fanatiklere talimatlar aliyor. bu sayede tüm dünya

üzerinde simdiye kadar görülmemis bir histeri ve panik yasanirdi. hicbir polis

gücü, hepsi bir araya gelseler bile böyle bir düzensizlikle bas edemezler.

1978 te james c. lynn tarafindan yazilmis olan \"microwave auditory effect and

application\" isimli kitap, microdalga ile nasil dogrudan beyine ses sinyalleri

gönderilebilecegini aciklamisti. bu teknoloji aslinda körlerin görmesini ve

sagirlarin duymasini saglayabilirdi. ancak bunun yerine bu teknoloji bir silah

olarak dünya halkini kölelestirmek amaci ile kullanilmak üzere.

allen frie yazdigi bir raporda, kurbagalar üzerinde yapilan denemlerde, kalp

atis frekanslarinin microdalga isinlarla sinkronize edilerek hizlandirilip

yavaslatilabileceginin mümkün oldugunu bulmustu. bu aciklama ayni zamanda

insanlar üzerinde kalp krizine yol acabilecek bir bulus oldugunuda gösteriyor.

yapilan gösterilerde uhf (ultra high frequency) elektromanyetik enerji

isinlarinin kas hareketlerini önemli ölcüde etkiledigi gözlemlenmistir.

microdalgalar ayni zamanda insan derisinde yaniklar olusturabilir! uyuturucu,

bakteri ve zehirlenme etkilerinide iyilestirebilir veya insan beynini tümüyle

etkileyebilir. tüm bu etkiler 21. eylül 1977 de cia tarafindan saglik ve bilimsel

arastirmalar instütüsünün alt komitesine sunulmustu. o siralarda mk-ultra

programini yöneten dr. sidney gottlieb cia nin insan organizmasinin uzaktan

elektronik tekniklerle aktif hale getirilme arastirmalarini destekleyecek

teknikler bulmasi icin zorlandi. bu, suan varolan bir teknoloji! bu teknoloji en

üst safhalarina getirldi ve suan yeryüzünde uzaydan her kisiye heryerde

ulasabilecek kapasitede.

eger bu akil kontrolü isleminde daha derinlere inersek, aletlerin ve

teknolojilerin politikayi cok daha can alici bir sekilde etkilemis oldugunu

görebiliriz. michael dukakis, 1988 de george bush a karsi demokratlar

tarafinda mitinglerini veririken, halkin onun konusmalarini gereginden yüksek

pozitif algilamasi ve bush un secimleri kazanma sansini azaltmasi nedeni ile

ona karsi microdalga isinlari kullanilmisti. aciklamya göre kitty dukakis inde

üzerinde kullanilmis olan bu isinlar onu neredeyse intiharin esigine getirmisti.

amerikanin politik arenasinda baskanliga dogru ilerliyen bir adayin böyle ailevi

sorunlari olmasi onu kolayca yaristan alikoyabiliyordu.
amerikan ordusunun \"military review\" isimli dergisinin 1980 aralik sayisinda,

albay john b. alexander \"the new mental battlefield: beam me up, spock\"

isimli yazisi ile ellerindeki tekniklerin kapasitelerini aciga vurmustu.

yazdiklarinda:

\"cesitli örnekler islevin görüldügü alanlari göstermektedir. enerjinin bir

canlidan digerine aktarilmasi; iyilestirme veya hastaliklara neden olma yetisi

belirli bir mesafeye kadar basarilabilir, ancak hastalik veya kaynagi belli

olmayan bir ölümü sizdirabilme; telepatik davranis degisimi ve uzak hipnoz

yetisi yaklasik 1000 kilometrelik uzakliklara kadar rapor edilmistir.

telepatik hipnoz kullanimi büyük potensiyallere sahiptir. bu özellikle ajanlar

bilinclerinin derinlerinde programlanabilir ve bunun kesinlikle farkinda

farkinda bile olamazlar. filmlerdeki \"manchurian adayi\" aslinda aramizda

yasamaktadir ve telefon yoluyla aktivasyonada ihtiyaci yoktur.diger

akildan-akila sizma teknikleride dikkate alinmaktadir.
eger bu yeti mükemmelestirilebilirse, dogrudan düsünce transferi telepati

yolu ile tek bir akildan veya bir akil grubundan, hedeflenmis kitleler üzerinde

uygulanabilir. olayin kusursuzluk faktörü, alicinin aklina yerlestirilmis olan

düsüncelerin baska bir kaynaktan gelmis olabileceginin farkina

varamamasidir. hedef her kimse, düsüncelerin orjinal oldugunu düsünecektir.
iste bu tam olarak üzerinde konustugumuz sey.

mavi isin projesinin ücüncü ayagi \"telepatik elektronik cift-yönlü iletisim\".

albay john alexanderin yazisinin devami:

egerki uydular yolu ile yapay düsünceler küresel bir sekilde iletilebilirse, tüm

dünya üzerinde kesin bir akil kontrolü saglanabilir. kisinin tek karsi gelme yolu

düsüncelerinin arka planini sürekli sorgulayip bagli oldugu ideoloji veya dinsel

inanclarina olan aykiriliklarini incelemkten gecer.

sunu tekrar etmeliyim, günümüz televizyonu, reklamlar, modern egitim ve

sayisiz sosyal baski sürekli olarak temel düsüncelerinize saldirmakta ve sizleri

degisime zorlamakta olduklarini aklinizdan sakin cikarmayin. albay alexander

in yazisindaki son sözleri söyle idi:
burada sunulan teknoloji türleri bir cok kisi icin \"sacma\" olarak

nitelendirilecektir cünkü bu bilgiler bu tip kisilerin hayati görüslerine

uymamaktadir. ancak bazi insanlar halen dünyanin bir tepsi gibi düz

oldugunada inanmaktadirlar.

simdi, bunun buradaki anlami cok önemli, cünkü bu teknolojilere inanmayacak

olan insanlarin oldukca cok sayida olmasi mümkün veya bunlari bilim kurgu

olarak nitelendirmeleride. fakat bu kisiler nasil bir tehlike ile karsi karsiya

olduklarinin farkinda bile degiller. mesihin tanitildigi gece bu olaya

hazirlanmamis kisiler kendilerini kurtarmakta gec kalmis olacaklar.

inanmadiklarindan dolayida hazirliksiz yakalanacaklar.

elektronik yolu ile evrensel dogaüstü baglamlardördüncü ayakta evrensel

dogaüstü baglamlar elektronik yolu ile gerceklestirilecek. bu asama üc farkli

yönlere ayrilmakta.
ilk olarak insanoglu dünya disi bir uzayli irkin ülkelerinin büyük sehirlerinin

saldirisina ugrayacagina dair aldatilacak ve bu yolla tüm ülkelerin nükleer

silahlari ile karsi gelmesi icin hepsi provake edilecek. tüm nükleer silahlar

ateslendikten sonra birlesmis milletler senatosu ateslemeden kisa bir süre

sonra ülkelere füzelerini imha etmeleri icin cagri yapacak ve saldirinin

olmadigini aciklayacak. peki birlesmis milletler senatosu saldiri olmadigini

nereden bilmis olacak? sahneyi kendileri kurduklari icin!

ikinci olarak hristiyanlar, incile göre beklenen bir iblisin yaratacagi katliama

karsi gelecek olan dünya disi bir irkin kendilerini kurtarmaya geleceklerine

inandirilacaklar. olayin amaci tüm yeni dünya düzenine karsi gelebilecek

muhaliflerin tek seferde ortadan kaldirilmasi. aslinda bu olay uzay showunun

baslamasindan birkac saat sonra gerceklesecek.

ücüncü olarak elektronik ve cinn teknolojilerinden olusan bir karisim

yapilacak. bu sefer kullanilan dalgalar optik fiberde, coaxial kablolarda (tv),

elektrik ve telefon hatlarinda kisacasi her cihazda cinlerin gezmesini

saglaycak. cihazlardaki entegre devre cipleri zaten bunun icin hazir! bu olayin

amaci insanlari küresel bir sekilde seytani ruhlarla karsi karsiya getirip

düzensizlik ve kaosa neden olmak. insanlar bu yüzden psikolojik bunalimlara,

intihar dalgalarina ve katliamlara varan düzensizliklere itilecek. binlerce yildiz

gecesinin ardindan dünya halki yeni mesihi kabul etmek icin hazirlanmis

olacak. baris ve düzen ne pahasina olursa olsun yerine oturtulacak. hatta

özgürlüklerin kaybolmasi pahasina.

nakitin ve bagimsizligin yokedilmesi.dördüncü ayakta kullanilan teknikler eski

sovyetlerin komunizmi kabullendirmek icin kullandiklarinin aynisi olacak. ayni

teknik birlesmis milletler tarafindan yeni dünya dininin ve düzeninin

oturtulmasi icinde kullanilacak. bircok insan bu olaylarin ne zaman

gerceklesecegini ve bin yildiz gecesinin tarihinin tam olarak nasil secilecegini

soruyor.

aldigimiz bircok raporlara dayali bilgilere göre, saniyoruzki tüm bunlar küresel

bir ekonomik cöküsün ardindan baslayacak. ancak tam bir ekonomik cöküs

degil! ancak nakit ve plastik paradan kutulmadan önce olusturulacak yeni bir

\"ara para birimini\" kabullendirecek kadar bir cöküs. ara para birimi herkesi

ellerindeki nakiti bankalara yatirmaya zorlayacak ve bu sayede parasi olupta

buna ihtiyaci olmayanlar bile yeni dünya düzenine karsi herhangi bir

ayaklanmayi finanse edebilecek yetilerini kaybedecek. nakit para sistemi yok

olacak! bu ilk isaretlerden biri.

ancak küresel elektronik para sistemi oturtabilmek icin gelecekte parasi

olacak olanlarin paralarini sadece elektronik olarak transfer etmelerine izin

verilecek. son yillara dogru neredeyse herkes elindeki nakitini tümüyle

harcamis duruma getirilecek. herkes sadece %100 konseyine bagli olarak

yasamini sürdürebilecek. bagimsizligi önlemek icin, yeni dünya düzeni zaten

simdiden vahsi hayvanlara, kuslara, balilara v.b. microchipler yerlestirdi!

neden? bu sayede yeni dünya düzenini kabul etmeyenlerin avlanmalari ve

hayatta kalmalari engellenecek.

egerki buna karsi gelirlerse, uydular tarafindan takip edilip bulunacaklar ve ya

hapsedilecekler yada öldürülecekler.

yeni dünya düzeni zaten ülkelerin kanunlarini degistirmekte ve bu sayede

herkesi belirli yiyecek ve vitaminlere bagli birakmakta. ayni zamanda dinsel ve

psikiyatrik bozukluklari olanlarla ilgili kanunlarda degistirlmekte ve bu sayede

sisteme karsi tehdit olabilecek sahislarin kimlikleri tespit edilmekte. üreme

bozuklugu olarak görülenler ölüm kamplarina yollanip organlari alinacak ve en

yüksek ödeyenlere satilacaklar.

öldürülmeyenler ise ya köle gibi calistirilacak yada laboratuarlarda kobay

olarak kullanilacak. diktatörlügün amaci gezegendeki herkesi istisnasiz kontrol

altina almaktir. bu yüzden herkesi kontrol altinda tutabilmek icin heryerde

izleme kameralari, infrared kamerlara v.b. gibiler suan monte edilmis

durumda. 1940 ve 1950 lerin insanlari birbirlerine yardim edip yasamlarini

kolaylastirmaya ve üretken bir hayat sürmeye calisirlardi!

yeni teknoloji sadece insanlari izlemek kontrol altinda tutabilmek icin

gelistirildi. bu teknoloji belirli bir amac icin gelistirildi ve bu amaci görmezden

gelerek veya farkina varmaktan kacinarak sadece kurulacak olan yeni dünya

düzeni, deccal ile gelen yeni dünya dini ve yeni dünya hükümetini bir adim

daha yaklastirmis olacaksiniz.
eger göremezseniz, eger ögrenemezseniz, eger anlayamazsaniz, siz ve

aileniz belkide arkadaslariniz sizler icin coktan hazirlanmis olan ocaklarda

yakilmaya yollanacaksiniz. bu ocaklar ve kamplar dünyanin heryerinde sizinle

ugrasabilmek icin kuruldular. tümüyle fasist polis ve f tipi cemaatler

kontrolünde olan bir ülkede kimse güvende olamaz!!!

bu raporu aciklayan serge monast kardesimiz aciklamadan birkac gün sonra

kalp krizi gecirmis bir sekilde ölü bulundu.

anlamak isteyenler icin:nekadar ödeme zorunlulugu altinda oldugunuzu bir

hesaplayin. vergileriniz, sigortalariniz, faturalariniz. bugün devlete isiniz

düstügü zaman parmak izi veya fotograf birakmadan bir islem

yapabiliyormusunuz? istediginiz telefonu kullanabiliyormusunuz? arabanizla

isediginiz gibi ticaret yapabiliyormusunuz? istediginiz gibi yurt disina

cikabiliyormusnuz? istediginiz yere ev kurabiliyormusunuz? hadi araziyi aldiniz

diyelim, evinizi istediginiz gibi insa ettirebiliyormusunuz? aldiginiz yiyeceklerin,

özelliklede hazir yiyeceklerin nereden geldigini gercekten biliyormusnuz?

ictiginiz suda neler oldugunu biliyormusunuz? doktorunuzun size verdigi

ilaclarin sizi gercekten iyilestirdigine inaniyormusunuz? kanserin %100

caresinin olmadigina halen inaniyormusunuz? size yapilan asilarin icerigini

biliyormusunuz?

toplumun bir bireyimisiniz yoksa toplumdan bagimsiz birimisiniz? bundan ne

kadar eminsiniz? ülkenizde kac tane cezaevi oldugunu ve kacinin bos

oldugunu biliyormusunuz? deniz suyundan su üretmeyi biliyormusunuz? balik

tutmayi ve olta kurmayi biliyormusunuz? bitki yetistirmeyi biliyormusunuz?

örmeyi ve iplik yapmayi biliyormusunuz?
codex alimentraius un ne icin olusturuldugunu biliyormusunuz? kopenhagdaki

küresel isinma antlasmasinin esas nedeninin bir dünya hükümeti kurmak

oldugunu biliyormusnuz? antlasmanin maddelerini okumus olan varmi?

mademki bir akliniz var o zaman onu kullanmanin zamani artik geldide

geciyor bile.
mehmet serendip altindal
hdcf bilisim subesi baskani

alıntıdır__

illuminati için ve daha fazla bilgi sahibi olmak için İlluminati 1. Bölüm | ..: Uyandırma Projesi :.. ziyaret edin.

Hazır Web Sitesi

img

Abdullah ELDEN

Yorumlar

Ofisimo.com