20 Nisan 2024 Cumartesi 04:39:26

Fenomenweb.com

ibrâhîm aleyhisselâm Neden Yanmadı?

ibrâhîm aleyhisselâm Neden Yanmadı?

Ibrâhîm aleyhisselâmı Neden Yanmadı(buyrun)

İlminizi artırmak vesilesiyle bunu sizlere iletmek istedim fayideli olacağını düşündüm.Umarım,baştan sona okursunuz bence okumalısınız Vesselam...


\'\'Allahü teâlâ yaratmakdadır.
Yaratan, yapan yalnız Odur. Sebeblerin meydâna getirdigi
herseyi yaratan Odur. Herseyi bir sebeb ile yaratmakdadır.\'\'


Önce ateşden başlıyalım...
Meselâ, ates yakıcıdır. Hâlbuki, yakan Allahü teâlâdır. Atesin,
yakmakda hiçbir ilgisi yokdur. Fekat, âdeti söyledir ki, birseye
ates dokunmadıkça, yakmagı yaratmaz. [Ates, tutusma sıcaklıgına
kadar ısıtmakdan baska birsey yapmaz. Organik cismlerin yapısında
bulunan karbona, hidrojene, oksijenle birlesmek ilgisi veren,
elektron alıs-verislerini saglıyan, ates degildir. Dogruyu göremiyenler,
bunları ates yapıyor sanır. Yakan, yanma tepkisini yapan,
ates degildir. Oksijen de degildir. Isı da degildir. Elektron alıs-verisi
de degildir. Yakan, yalnız Allahü teâlâdır. Bunların hepsini,
yanmak için sebeb olarak yaratmısdır.

Bilgisi olmıyan kimse, ates
yakıyor sanır. Ilk okulu bitiren bir kimse, (ates yakıyor) sözünü
begenmez. Hava yakıyor der. Orta okulu bitiren de, bunu kabûl
etmez. Havadaki oksijen yakıyor der. Liseyi bitiren, yakıcılık oksijene
mahsûs degildir. Her elektron çeken element yakıcıdır der.

Üniversiteli ise, madde ile birlikde enerjiyi de hesâba katar. Görülüyor
ki, ilm ilerledikçe, isin içyüzüne yaklasılmakda, sebeb sanılan
seylerin arkasında, dahâ nice sebeblerin bulundugu anlasılmakdadır.

Ilmin, fennin en yüksek derecesinde bulunan, hakîkatleri
tâm gören Peygamberler “aleyhimüsselâm” ve O büyüklerin
izinde giderek, ilm deryâlarından damlalara kavusan islâm âlimleri
“rahime-hümullahü teâlâ”, bugün yakıcı, yapıcı sanılan seylerin,
âciz, zevallı birer vâsıta ve mahlûk olduklarını, hakîkî yapıcının,
yaratıcının sebebler degil, Allahü teâlâ oldugunu bildiriyor.] Yakıcı,
Allahü teâlâdır. Atessiz de yakar. Fekat, ates ile yakmak âdetidir.
Yakmak istemezse, ates içinde de yakmaz. Ibrâhîm aleyhisselâmı
atesde yakmadı. Onu çok sevdigi için, âdetini bozdu. [Nitekim
atesin yakmasını önliyen maddeler de yaratmısdır. Bu maddeleri,
kimyâgerler bulmakdadır.]

Allahü teâlâ dileseydi, herseyi sebebsiz yaratırdı. Atessiz yakardı.
Yimeden doyururdu. Tayyâresiz uçururdu. Radyosuz, uzakdan
duyururdu. Fekat lutf ederek, kullarına iyilik ederek, herseyi
yaratmasını bir sebebe bagladı. Belirli seyleri, belli sebeblerle yaratmagı
diledi. Islerini, sebeblerin altına gizledi. Kudretini sebebler
altında sakladı. Onun birseyi yaratmasını istiyen, o seyin sebebine
yapısır, o seye kavusur. [Lâmbayı yakmak istiyen, kibrit kullanır.
Zeytinyagı çıkarmak istiyen, baskı âleti kullanır. Bası agrıyan,
aspirin kullanır. Cennete gidip, sonsuz ni’metlere kavusmak
istiyen, islâmiyyete uyar. Kendini tabanca ile vuran ölür.

Zehr içen
ölür. Terli iken su içen, hasta olur. Günâh isliyen, îmânını gideren
de, Cehenneme gider. Herkes, hangi sebebe basvurursa, o sebebin
vâsıta kılındıgı seye kavusur. Müslimân kitâblarını okuyan, müslimânlıgı
ögrenir, sever, müslimân olur. Dinsizlerin ve mezhebsizlerin
arasında yasıyan, onların sözlerini dinliyen, din câhili olur. Din
câhillerinin çogu çogu kâfir olur. Insan hangi yerin vâsıtasına binerse,
oraya gider.]

Hak tecellî eyleyince, her isi âsân eder,
Halk eder esbâbını, bir lahzada ihsân eder.
Allahü teâlâ, islerini sebeblerle yaratmamıs olsaydı, kimse kimseye
muhtâc olmazdı. Herkes, herseyi Allahü teâlâdan ister, hiçbir
seye basvurmazdı. Böyle olunca, insanlar arasında, âmir, me’mûr,
isçi, san’atkâr, talebe, hoca ve nice insanlık bagları kalmaz, dünyâ
ve âhiretin nizâmı bozulurdu. Güzel ile çirkin, iyi ile fenâ ve mutî’
ile âsî arasında fark kalmazdı.

Allahü teâlâ dileseydi, âdetini baska dürlü yapardı. Herseyi, o
âdetine göre yaratırdı. Meselâ dileseydi, kâfirleri, dünyâda zevk ve
safâsına düskün olanları, can yakanları, insanları aldatanları Cennete
sokardı. Îmânı olanları, ibâdet edenleri, iyilik yapanları Cehenneme
sokardı. Fekat, âyet-i kerîmeler ve hadîs-i serîfler, böyle
dilemedigini göstermekdedir.

Insanların her isini, istekli ve isteksiz, bütün hareketlerini yaratan
Odur. Kulların, ihtiyârî, ya’nî istekli hareketlerini, islerini
yaratması için, kullarında (Ihtiyâr) ve (Irâde) yaratmıs, bu seçme
ve dilemelerini, isleri yaratmasına sebeb kılmısdır. Bir kul, birsey
yapmagı ihtiyâr edince, isteyince, Allahü teâlâ da dilerse, o isi, ya-
ratır. Kul istemez ve dilemez, Allahü teâlâ da dilemezse, o seyi yaratmaz.

O sey, yalnız kulun dilemesi ile de yaratılmaz. O da dilerse
yaratır. Kullarının istekli islerini yaratması, birseye ates degerse,
o seyde yakmagı yaratması, ates degmezse, yakmagı yaratmaması
gibidir. Bıçak degince, kesmegi yaratmakdadır. Kesen, bıçak
degildir, Odur. Bıçagı, kesmek için sebeb kılmısdır. Demek ki, kulların
istekli hareketlerini, onların ihtiyâr etmeleri, hareketi tercîh
etmeleri ve dilemeleri sebebi ile yaratmakdadır. Fekat tabî’atdeki
hareketler, kulların ihtiyâr etmelerine baglı degildir.

Bunlar, yalnız
Allahü teâlâ dileyince, baska sebeblerle yaratılmakdadır. Herseyin,
güneslerin, zerrelerin, damlaların, hücrelerin, mikropların,
atomların maddelerini, özelliklerini, hareketlerini yaratan yalnız
Odur. Ondan baska yaratıcı yokdur.

Ancak, cansız maddelerin hareketleri
ile, insan ve hayvanların ihtiyârî, istekli hareketleri arasında
su ayrılık vardır ki, kullar bir seyi yapmagı ihtiyâr, tercîh
edince ve dileyince, O da dilerse, kulu harekete geçiriyor ve yaratıyor.

Kulun hareket etmesi kulun elinde degildir. Hattâ nasıl hareket
etdiginden haberi bile yokdur. [Insanın her hareketi, nice fizik
ve kimyâ olayları ile hâsıl olmakdadır.] Cansızların hareketlerinde
(Ihtiyâr etmek) yokdur.

Not:İlmihal Kitabından alıntıdır.


 

Hazır Web Sitesi

img

Abdullah ELDEN

Yorumlar

Ofisimo.com