Hz.Muhammed (sav) Ümmetine Şefaati
Ümmetini hesaba getir
Kitaplarda anlatılır ki:
Kıyâmet günü,
Fahr-i âlem Efendimiz
şefâat iznini eline almış,
kerâmet tâcını başına takmış,
yavrusunu arayan şefkatli anne gibi,
“Ümmetî! Ümmetî!”
diyerek mahşer yerini dolaşır.
Hak teâlâdan bir ferman gelir ki:
- Yâ Muhammed, ümmetini hesaba getir!
Efendimiz, önce “Muhâcir”leri gönderir.
Sonra da “Ensâr”ı.
Ardından “Şehitler”i ve “Sıddîklar”ı.
Nihayet “Âlim” ve “Velîler”i ileri sürer.
Hak teâlâ buyurur:
- Ey Habîbim! İtâat edenleri getirdin, “âsiler” hani?
Muhlisleri getirdin, “müflisler” nerede?
Âlimler burada, “zâlimler” hani?
İyileri getirdin, “kötüler” nerede?
Efendimiz arzeder:
- Yâ Rabbî! Buyurduğun gibidir.
Lâkin bunlar puta tapmadı, sana şirk koşmadılar.
Kabahatleri olsa da “doğru îman”
etmişlerdir.
Ve yalvarır:
- Sen onları, bu “hâlis îmanları”na
bağışla yâ Rabbî!
Hak teâlâ buyurur ki:
- Ey Habîbim!
Benim onlara şefkat ve merhametim, seninkinden
kat kat çoktur. Onları hesaba çekmekten
maksadım, onlarla
“bizzat söyleşmek”tir.
Böyle olmasaydı hiç hesaba
çekmezdim.
Ayrıca;
- Ey Habîbim!
Onların neler yaptıklarını inceden inceye sorarım ki,
neler işlediklerini sen de bilesin.
“Dağlar gibi günahları”nı
nasıl affediyorum,
sen de göresin,
buyurur.
Yorumlar
Yorum Yaz